“Çorak topraklarda bereket” tanrısı olarak adlandırılan Imbrasos’un bolluk diyarı olarak bilinen İmroz, bugünkü adıyla Gökçeada, Homeros’un İlyada destanında deniz tanrısı Poseidon’un adası olarak geçer. Gökçeada’nın iskân tarihinin ne kadar eskiye gittiğine dair kesin bilgiler bulunmamaktadır. Adanın önceleri müstakil bir idare ile yönetilirken sonradan MÖ.500’lerde Atina şehir devletine, bir asır sonra da Delos birliğine katıldığı ifade edilir. Roma hâkimiyeti sonrası Bizans idaresi altına girmiş, Latin istilası sırasında da Latinler’in eline geçmiştir. Bu hâkimiyetin sona erişiyle yeniden Bizans topraklarına katılan ada, giderek Venedik ve Cenevizliler’in dikkatini çekmeye başlamıştır. Ege ve Karadeniz’de ticari faaliyetleri artın bu devletler, stratejik önemi bulunan adayı hâkimiyetleri altına almaya çalışmışlardır. Yaklaşık beş yüz yıl Osmanlı idaresinde kalmasına rağmen Gökçeada’da Osmanlı eserleri az sayıdadır. Yapılan çalışmalarda Osmanlı döneminden günümüze sadece 1 cami, 4 çamaşırhane, 1 çeşme, 1 mezar taşının ulaştığı tespit edilmiştir. Ada, 1456 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlığı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır. 466 yıl Osmanlı idaresinde kalan Gökçeada’da Türk ve Rum vatandaşlar huzur içerisinde yaşamışlar. Dinlerini, örf, adet ve geleneklerini sınırsız kullanmışlardır. Kanuni Sultan Süleyman döneminde vakıf haline getirilen Gökçeada, Balkan Harbi sırasında İtalyanlar’ın, 1. Dünya Savaşı sırasında İngilizlerin, kısa bir süre de Yunanistan’ın egemenliğine geçmiştir. Lozan Antlaşması neticesinde 22 Eylül 1923’te Türkiye Cumhuriyeti topraklarına fiilen katılmıştır. Bu tarih Gökçeada’nın kurtuluşu olarak kutlanır. 1970 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile İmroz olan adanın ismi Gökçeada olarak değiştirilmiştir.
Türkiye’nin en batı noktasında yer alan ve en büyük adası olan Gökçeada, doğal taş evleri, kırsal yaşamı, organik ürünleri, milli su altı parkları ve alternatif spor olanakları ile son yıllarda önemli bir eko& agro turizm merkezi haline gelmiştir. 2002 yılından bu yana ada içerisinde gerçekleştirilen organik tarım faaliyetleri ile özellikle 2008 yılından bu yana gerçekleştirilen tarım turizmi uygulamaları sayesinde misafirlerine eşsiz bir doğal ortam sunan Gökçeada, 2011 yılı Haziran ayında almış olduğu CittaSlow unvanı ile dünyanın ilk ve tek sakin adası olmuştur. Yaz aylarında sıklıkla esen ve ferahlatan rüzgârı ile Ege denizindeki özellikle kite sörf sporu için en ideal noktalardan biri olan Gökçeada, özellikle son yıllarda çeşitli ulusal ve uluslararası organizasyonlar ile adından sıkça söz ettirmektedir. Bozulmamış bir tabiat, her adımda tarihin en hoş anları ve organik ürünlerle harmanlanmış, çok kültürlülüğün ahengini sonuna kadar duyumsayacağınız bir tatil için Gökçeada eşsiz bir seçenektir. Gökçeada özellikle İstanbul, Bursa ve İzmir gibi yoğun metropollere yakınlığı ile her geçen seneler daha çok tercih edilmektedir.
Başar İnşaat, Gökçeada’nın yüzlerce asırlık mimari geleneğini modern mimari tasarımlar ile harmanlayarak daha yaşanılabilir konutlar üretmeyi amaçlamaktadır. Yapılarımız mevzuat ve yönetmeliklere uygun olarak radye temel üzerine; sızdırmazlık, ses ve ısı yalıtımları dikkate alınarak yüksek düzeyde konfor üreten malzemelerden inşa edilmektedir. İnsan yaşamına ve konforuna değer veren ve bunun için kaliteden ve güvenlikten ödün vermeyen şirketimiz, kaliteye ulaşma yolundaki en büyük değerin insan olduğunun bilincindedir. Şirketimiz bütün bu yükümlülüklerin, çevresine olan sorumluluklarının farkında olarak, geçmişini geleceğe taşıma arzusundadır. En büyük kontrolün özdenetim olduğunu düşünen firmamız, oluşturduğu mekanizma ile kendi kendini denetlemekte, en doğru çözümleri sunmaktadır. Hizmetin güvenilir kaynaklar tarafından yürütülmesi gerektiğine inandığımız için deneyimli kadromuz yeni gelişmeleri sürekli takip etmektedir. Başar İnşaat; Bugüne kadar prensip edindiği; Kalite, Güven, Doğruluk ve Estetik ilkelerinden vazgeçmeyerek sektöründe, nitelikli ve yaşanılabilir konutları sizlerin beğenisine sunmak için kalitede lider olmayı ana hedef olarak belirlemiştir. Başar İnşaat; üretmiş olduğu konutlarda depreme dayanıklı, çevreye saygılı, doğru planlama ve uygulama ile 4 mevsim yaşanılabilir konutlar üretmeyi ilke edinmiştir. Başar İnşaat’ta kalite politikamız, sektördeki yenilikleri yakından takip ederek, deneyimli ve bilgili çalışanlarıyla, kalite yönetim sistemi ilkeleri çerçevesinde, müşteri memnuniyetini üst seviyede tutmaktır.